29 EKİM ÇOK ÖNEMLİ BİR GÜN !!!!! Devletin arşivleri açılmalıdır. Aleniyet kazanmalıdır... Bilinenlerden hareket edelim. 27 Ekim 1923 İcra Vekilleri Heyeti istifa eder. Meclis'in güvenini kazanacak bir kabine listesi oluşturulamaz. Tarih 28 Ekim 1923’tür. Yeni bir hükümet kurulması için girişilen çabalar sonuçsuz kalır. Bunları tarihi kayıtlar söyler. Devletin yüksek aklı büyük bir krizle karşı karşıyadır. Buradan sonrasını gelin SÖYLEV’den okuyalım.... " ...Gece olmuştu Çankaya'ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemâlettin Sami ve Hâlit Paşa'lara rastladım. Ali Fuat Paşa Ankara'dan hareket ederken bunların Ankara'ya geldiklerini o günkü gazetede "Bir uğurlama ve bir karşılama" başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Millî Savunma Bakanı Kâzım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ile Kâzım Paşa'ya ve Fethi Bey'e de Çankaya'ya benimle birlikte gelmelerini söyledim. Çankaya'ya gittiğim zaman, orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey'lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum. Yemek sırasında : "Yarın Cumhuriyet ilân edeceğiz" dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim. Efendiler, görüyorsunuz ki, Cumhuriyet ilânına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü onların da aslında ve tabiî olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Halbuki, o sırada Ankara'da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan Cumhuriyetin ilân edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar." 29 Ekim önemli bir gün elbette. Ancak, kuruluşunun temelini oluşturan bu paragraflardaki ifadeleri değerlendirelim. Cumhuriyet yönetiminde, halkın tüm kesimleri temsil edilmelidir. Temsili de olsa kabullenilmek, demokrasinin olmazsa olmazıdır. Yönetsel ilişkilerin temelini; hukukun egemen olduğu bir adalet mekanizması, devlet katında temsil ve kişi hak ve hürriyetinin teminat altına alınması olarak özetlenebilir. Demokratik cumhuriyetin temelini; LAİKLİK, DEMOKRASİ ve HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ oluşturmalıdır. Bu anlamda; 1. Devlet; tüm inanç gruplarına/dinlere eşit mesafede durmalı, uygulamada dinin etkisi kesinlikle olmamalı. Laiklik esas olmalı. 2. Yurttaşlar, kararlara hiç bir engel olmadan katılmalı. Demokrasi esas olmalı. 3. Yurttaşlar; devlet karşısında haklarının güvenceye aldığından emin olmalı. Yargı bağımsızlığı sağlanmalı, evrensel hukuk ilkeleri yasaların temelini oluşturmalı. Hukukun üstünlüğü esas olmalı. Bu mecradan cumhuriyet yönetimini değerlendirmekte yarar var diye düşünürüm. Kuruluş felsefesindeki;”...,tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmemek ve onların da aslında ve tabiî olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmemek.” anlayışını hiç değerlendirmedik. Benzer durumla çok yakın zaman diliminde karşılaşınca yakınma hakkımız olamaz. Zira, tek kişinin verdiği kararlar cumhuriyet yönetiminin kuruluş felsefesinin temelini oluşturmuştur. Cumhur’u oluşturan tüm kesimlerin bu konudaki görüş ve düşünceleri hiç kaale alınmamıştır. Devlet katında temsilde sorunlar olmuştur. Örneğin, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın; devlet kuruluşu olarak organize edilmesi, yalnızca bir inanç grubuna hizmet vermesi sorundur. Yargı erkinin, yürütmenin baskısından kurtulamaması ve sürekli tartışılır olması kronikleşmiş bir sorundur. Olayları ve olguları tarihi süreç içinde neden sonuç ilişkileriyle değerlendirelim. “O günün, o zamanın şartları...” gibi bir düşünce ya da sav, olayı gerçek bağlamından ayırmaktır ve eklektik bakıştır. Süreci; zaman, mekan olgusu üzerinde kendi doğallığıyla işleyen tabiat kuralları gibi ele alalım ve geleceğimiz açısından CUMHURUN devlet katında temsilinin olmazsa olmaz kural olduğu gerçeğinden hareket edelim derim. 31 Ekim 2019 Ali Ekber Pekşen Bodrum

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NAZIM HİKMET

06 ŞUBAT 2023 DEPREMİ