MUSTAFA KÖZ VE ŞAİRİN ÇIRAĞI Kadıköy’ün tarihî semtlerinden Yeldeğirmeni Mahallesi Recaizade Sokak’ta Marmara Denizi’ni arkanıza alıp yürümeye başladığınızda, “Şairin Çırağı” isimli duvar dergisine rastlarsınız. “Sokağın nabzı her zaman dipdiridir.” diyen Mustafa Köz’ün evinin duvarında rastladığınız bu duvar dergisinin ‘yayına hazırlayanı’ Cesur diye yazmakta. Cesur, Köz’ün komşusu. 10 yaşında, kitaba tutkun, cıva gibi bir çocuk. Şairle de tanışması kitapla olmuş. Köz’ün duvarına yaslanmış “kitap ağacı”ndan aldığı kitapları soluk soluğa okuya okuya şairle küçük okur buluşmuş. “Şairin Çırağı” şiir dergisi de Cesur’un düşüncesi. Mustafa Köz, sokağa ilişkin bir söyleşisinde “komşulara, okurlara ve ‘Şairin Çırağı’ duvar dergisiyle şiir için emeklemeye başlayan Cesur’a teşekkür” eder. (GazeteKadıköy, 19-25 Kasım 2021, sayı 1115) Şair, yazar, gazeteci, aktivist gibi birçok niteliğiyle anlatılacak Mustafa Köz, uzunca sayılacak bir süre (8 yıl) Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Ataol Behramoğlu, Oktay Akbal, Cengiz Bektaş ve Enver Ercan’dan sonra Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı olarak da görev üstlenmiş. Mustafa Köz’le iş hayatının genel akışı içinde tanıştım. Yönetim kademesinde bulunduğum bir özel öğretim kurumunda birlikte görev yaptık. Bıraktığı ilk izlenim, özel sektör iş ilişkilerinin yarattığı ‘Türkiye’ye özgü’ çalışan “formuna” uymadığıydı. Sakinliği, kendisini ifade edişindeki açıklığı ve alçak gönüllülüğü, olaylar ve olguları değerlendirirken objektifliği, herhangi bir durumu ifade edişindeki bilgelik, bilgeliğine yakışan derinliği, insanlığı ilgilendiren yaşanmışlıklarla ilgili duyarlılığı ve tavır alışı gibi özellikleri, farklı bir kişilik taşıdığının ilk işaretleriydi. Dikkatimi çeken bu özellikleri, onu daha yakından tanımam gerektiğinin ilk izleriydi. Şiir kitapları başlangıç olabilirdi bu yazınsal tanışma için. Ay Düşü, Açık Yara, Sonsuzluk Taşı, Öncü Yağmur, Rüzgâr Yanığı, Çigan Şiirleri, Salıdan Önceki Pazartesi, Çan Uykusu, Ateş Bağı, Gölgenin Külü, Sincabın Gölgesi, Şiir Taşı, Yengeç Sepeti, Su Resimleri, Küçük Uykular Bahçesi, Yazıtlar, Sessiz Düğüm, Yıldız Değirmeni, İki Yüzlü Zar, Yaralı Boşluk kitaplarında yayımladığı şiirleriyle ve şiir ve yaşam üzerine görüşleriyle buluşmak, tanımaya başlamanın ipucu belgelerdi. Gazetelerdeki güncele yönelik değerlendirmeleri içeren köşe yazıları; hayata karşı duruşundaki tutarlılığının, adaletten, özgürlükten, eşitlikten, kardeşlikten yana oluşunun ifadesiydi. Ayrıca onu Gazze’de, Madımak’ta, Sırbistan’da dünyanın gözü önünde yaşatılan insanlık dışı uygulamalara karşı, oralardaki aktifliğiyle, Charlie Hebdo dergisiyle ilgili yayını nedeniyle Cumhuriyet Gazetesi baskınına karşı duruşuyla, nerede bir insan hakları ihlali varsa orada hak savunucusu olarak bulunmasıyla ve basın açıklamalarıyla tanımak, duyarlı aydın kişiliğinin pekiştiricileri. Doğum yeri Niğde’nin Koyunlu köyünde yıllarla ve yoksullukla yıkılan baba evini ayağa kaldırarak yaptığı kültür-konuk evi de, geçmişle gelecek arasında insani değerler taşımanın bilinci ve insani değerlere katkılarının anlamlı bir belgesi. Şiirleriyle; dünyayı, insanı, hayatı anlatımı ve verdiği mesajlar, KÖZ’ü tanımak bakımından önemli. İnsanlığın yaşadığı olayları, yaşandığı zaman dilimine götüren mısralarıyla buluşulduğunda, şiirlerinin anlamı ve duyarlılığının daha bir farkına varılmakta. Su Resimleri’nde, MAYIS ÇİÇEKLERİ rivayet ola ki dara yürürmüş çiçekler nar ağaçlarını gölgeleyip ateş iklimlerinde ve mayıs ayı gelende suya değermiş beyazlığını üç çiçek Çigan Şiirleri’nde, DAÜSSILA Ölüm çırağımdır, dedi Şarkışlalı Terzi Karnik süpürür tan atmadan yeryüzünü kapı tutar, dam loğlar, hedik soyar öper ustasının elinden böyle gördü dört mevsim, yedi iklim ardında yıldızlardan bir kaftan her ezan sesiyle selama kesilen divane Allah’la akran bir uzun abdal Şimdi bir gül gibi kokluyor çocukluğunu Sivas’tan Erivan’a kardeş Rıza, bir soluk yeter bize üflemek üçün bu tek delikli dünyayı şu kan kuruyan o güldür yakanda ister öldür, istersen daüssıla Yeni kitabı Yaralı Boşluk’ta, MADENCİ Soma kardeşlerine Kömür yerin altında uyur, yerin üstünde ölüm. Bugün, evet güneşin ve sessizliğin etine saplamış pençelerini yaban hayvanlar taze ot, diri yaprak buluşmuyor rüzgarla. Bugün, evet dualar, öğütler sarıyor mezarları onların dilleri irinli, ağızlarında zehir ve çıngırak bizimse yağı alın terimiz fenerlerimizin gecede. Bir zamanlar sokaklarında hal hatır sorulan esnaf sohbetlerinin, kadim geleneklerin yaşandığı mekânlar vardı. Eski ya da geçmiş zamana dair izler sürmek isteyenlerin gezip görmesi, oradaki hayatı teneffüs etmesi gereken yerler… Katı devlet yönetiminin, muktedirin ağzından yeni diye pazarlanan, bir yanıyla da dayatılan, derin toplumsal yarılmalara yol açan hayat tarzına inat, insan ve insan barındıran sokaklar… Kadıköy Yeldeğirmeni Mahallesi, geçmişin hayat hikâyelerini ve sanat anlayışını barındıran geleneksel mimari dokusuyla yeninin buluştuğu; insan yaratıcılığının sahnelendiği sokaklarıyla İstanbul’un açık hava kültür-sanat merkezlerinden olan bir semti. Bu kültür-sanat merkezlerinden biri de Mustafa Köz’ün evinin bulunduğu sokak. Bu evin önü gençlerin, şiir sevdalılarının buluşma adresi. Çocuklar için kitap ağacıyla, oyuncak heybeleriyle, sokak duyuru tahtasıyla, resim merdiveniyle, rüya kutusuyla, yüzleşme duvarıyla, esnaf haritasıyla, kedi evleriyle, giysi dönüşüm dolaplarıyla, şiir sepetleriyle, askıda kitaplarla, imza günleri ve söyleşileriyle Mustafa Köz’ün, bu adreste yarattığı canlılığın verdiği mutluluk ve keyif görülmeye değer. Bu keyifli hayatı tanımak isteyenler, “Şairin Çırağı” duvar dergisinin bulunduğu mekâna uğrarlarsa derinlikli bir hayatın çok emek ve sabır isteyen bir uğraş sonucu elde edildiğini yakından göreceklerdir. 05 Ocak 2022 Ali Ekber PEKŞEN Bodrum - Muğla

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NAZIM HİKMET